Çocuklar beyinde neler olup bittiğini anlarlarsa bu onların karar vermesini güçlendiren ilk adım olabilir. Bu bilgi ebeveynlere de güç kazandırabilir. Beynin nasıl çalıştığını bilirsek, çocuklarımızın bize ihtiyacı olduğunda nasıl tepki vereceğimizi bilebiliriz.
Bazen beyinlerimiz korku, üzüntü ya da öfke gibi duygulara boğulur. Bu özellikle çocuklar için kafa karıştırıcı bir durumdur. Bu yüzden çocuklara beyinlerinde neler olduğunu anlatmak önemlidir. Bu aynı zamanda çocuklara duygularını ifade ederken kullanabilecekleri bir sözcük dağarcığı sunar. Bunu bir yabancı dil gibi düşünebilirsiniz. Ailenizin diğer fertleri de aynı dili konuştuğunda, onlarla iletişim kurmanız kolaylaşır.
Peki, çocuklarınızla bu konuşmaları nasıl başlatacaksınız ve bu konuşmaların onların ilgisini çekebilecek kadar eğlenceli ve anlayabilecekleri kadar basit olmasını nasıl sağlayacaksınız?
Ben çocuklarıma beyni şöyle anlatıyorum:
Beyin Evi: Üst Kat ve Alt Kat
Çocuklara beyinlerin alt ve üst katları bulunan evlere benzediğini anlatıyorum. Sonra bu benzetmeyi bir adım ileriye taşıyarak, evde yaşayanlardan söz ediyorum. Onlara üst katta ve alt katta yaşayan kimselerden söz ederken aslında neokorteks (düşünen beynimiz: üst kat) ve (hisseden beynimiz: alt kat) limbik sistemin işlevlerini anlatıyorum.
Üst Katta Kim Yaşıyor, Alt Katta Kim Yaşıyor?
Üst katta yaşayanlar; düşünür, problem çözücü, planlayıcı, duygu düzenleyici, yaratıcı, esnek ve empatik karakterlerdir. Onlara Sakinleştirici Ada, Problem Çözücü Elif, Yaratıcı Ege ve Esnek Mete isimlerini takarım. (1)
Alt katta ise hisli karakterler yaşar. Bunlar bizim güvende olmamıza ve ihtiyaçlarımızın karşılanmasına odaklanmıştır. Hayatta kalma güdümüzün kaynağı burasıdır. Bu karakterler tehlikeye karşı her an tetiktedir, bir tehditle karşılaştığımızda alarm verir, bizim dövüşmeye, kaçmaya ya da saklanmaya hazır olmamızı sağlarlar. Alt katta Dikkatli Metin, Korkak Korkut ve Büyük Patron Burak gibi karakterler yaşar. (2)
Aslında siz de çocuğunuz da neden söz ettiğinizi bildiğiniz sürece bu karakterlere ne isim verdiğiniz fark etmez. İstediğiniz gibi isim uydurabilir, çizgi film karakterlerinin isimlerinden bile yararlanabilirsiniz. Hatta çocuklarınızın sevdiği kitaplar ve filmlerde geçen isimler işinizi daha da kolaylaştırabilir.
Şalterlerimizin Atması: “Alt Kat” Kontrolü Ele Geçirirse
Beynimiz en iyi, alt kat ve üst kattaki karakterler birlikte çalışırsa işler. Alt kat ile üst katı birbirine bağlayan merdivenlerin birbirine mesaj taşıyan karakterlerle dolu olduğunu düşünün. Bu hareketlilik bizim doğru seçimler yapmamızı, arkadaş edinmemizi, diğer insanlarla geçinmemizi, oynayacak güzel oyunlar bulmamızı, sakinleşmemizi ve “berbat” durumlardan kurtulmamızı sağlar.
Bazen, beynin alt katındaki Dikkatli Metin bir tehlike fark eder, Korkak Korkut paniğe kapılır ve biz daha ne olduğunu anlayamadan Büyük Patron Burak bütün vücudumuza bir tehlikeye karşı hazırlanması için bir alarm sinyali göndererek, “Kontrol şu anda alt beyinde. Üst kattakiler tehlike geçtikten sonra her zamanki işlerine dönebilirler” diye seslenir. Ardından alt kattaki beynin “şalteri atar”, yani normalde üst katla alt katın birlikte çalışmasını sağlayan merdivenler devre dışı kalır.
Bazen Şalterlerin Atması Yapılacak En Güvenli Şeydir
Beyin evinde herkes ses çıkarırken, herkesin sesini duyurması zordur. Büyük Patron üst kattakilere sessiz durmalarını söyler, böylece alt kattakiler vücudumuzu tehlikeye karşı hazırlayabilirler. Büyük Patron gerekirse vücudumuzun diğer taraflarına da kendilerini açmasını (ya da kapatmasını) söyleyebilir. Kalbimizin daha hızlı atmasını sağlayabilir, böylece her an hızlı koşmaya hazır oluruz ya da kaslarımız çok güçlü bir şekilde kavga etmeye hazır olur. Büyük Patron, karşımıza çıkan tehlikeden saklanabilmemiz için vücudumuzun çeşitli bölgelerine hiç kıpırdamamalarını söyleyebilir.
Çocuğunuza, bu tepkilerin hangisinin en güvenli olacağını sorun. Çocuklarımla bu konuyu konuşurken, gerçek hayatta olamayacak şeyleri örnek veririm; mesela parkta bir dinozorla karşılaşırlarsa alt kattaki beynin ne yapacağını sorarım. Gerçek örnekler verecek olursam denemeye kalkabilirler çünkü.
Herkesin Şalterleri Atar
Çocuğunuzla şalterleri atma konusunu konuşabileceğiniz örnekler düşünün. Benim kullandığım örneklerden birisi şu: “Anneniz araba anahtarlarını bulamadığı için okula geç aldığınız günü hatırlayın. Anahtarı bulabilmek için aynı yerlere tekrar tekrar bakıyordum hani. İşte o sırada alt kattaki beyin devreye girmişti, şalterlerim atmıştı ve üst kattaki düşünen beynim iyi çalışmıyordu.”
Alt Kattaki Beyin Yanılırsa
Bazen şalterlerin attığı ama yine de Problem Çözücü Elif ve Sakinleştirici Ada gibi, üst kattakilere ihtiyaç duyduğumuz zamanlar olur.
Hepimizin şalterleri atabilir ama çocuklar yetişkinlere göre daha sık yaparlar bunu. Çocukların beynindeki Büyük Patron Burak hemen heyecana ya da paniğe kapılarak, çocukların üst kat beyinleri henüz gelişmekte olduğu için, çok küçük şeyler için bile olay çıkarabilir, öfke krizleri yaratabilir. Aslında bu gelişim, yirmili yaşların ortalarına kadar sürer. Bazen, bu noktayı vurgulamak istediğimde çocuklara şu soruyu sorarım:
“Hiç annenizle babanızın çikolata istedikleri için markette kendilerini yerlere attığını gördünüz mü?”
Çocuklarım bu soru karşısında kıkırdarlar. Kıkırdamaları iyi bir şeydir çünkü hâlâ oyun havasında olduğumuzu, onların dikkatlerini bana verdiklerini ve öğrendiklerini gösterir. Onlara, anne babaların da aslında çocuklar kadar çikolata sevdiğini ama yetişkinlerin Sakinleştirici Ada ve Problem Çözücü Elif’i işbaşına çağırarak Büyük Patron Burak’ın gereksiz alarm vermesine engel olduklarını anlatırım. Bunun için pratik yapmak gerekir. Çocuklarıma onların beyinlerinin henüz gelişme sürecinde olduğunu ve yaşadıkları deneyimlerden öğreneceklerini anlatırım.
Ortak Bir Dilden Duygusal Düzenlemeye
Beyin evindeki bütün karakterler yerli yerine oturduktan sonra çocuklarınızla, duygularını yönetmeleri konusunda ortak bir dil kullanarak konuşabilirsiniz. Örneğin, “Büyük Patron Burak alarm sinyali veriyor galiba. İstersen Sakinleştirici Ada’yla ona, ‘derin derin nefes al’ diye mesaj gönder” diyebilirsiniz.
Beyin evi dili, çocukların hataları hakkında daha rahat konuşabilmesini de sağlar çünkü yargılayıcı değildir, oyuncudur. Çocuklar bu şekilde kendilerini ayrı bir yere koyabilirler. Düşünsenize, “Bugün okulda Jenny’ye vurdum” demek mi zordur yoksa “Büyük Patron Burak’ın bugün şalterleri gerçekten attı” demek mi? Bunu ebeveynlere söylediğimde bazıları benim çocuklara her şey için izin verdiğimi düşünürler. “Yaramazlıkları için Büyük Patronu suçlamasınlar sonra?” diye sorarlar. Sonuçta çocuklarımıza güçlü duygularını idare etmeyi öğretmenin bir yolu, onlarla hatalı davranışlarıyla ilgili olarak yaptığımız konuşmalardan geçer. Eğer çocuklar sizinle hataları hakkında konuşabiliyorlarsa, siz de beynin üst katındaki ekibi diğerleriyle bir araya getirip problemleri çözmek için bir fırsat elde edebilirsiniz. Bu, hataların sonuçlarından kaçmak ya da sorumlulukları hafife almak anlamına gelmez. Bu şekilde, “Büyük Patronun şalterlerinin atmaması için yapabileceğin bir şeyler var mı?” diye sorabileceğiniz anlamına gelir.
Beyin evini bilmek, çocukları öfke, korku ya da üzüntüyle dolup taşarken ebeveynlerin de nasıl tepki verebilecekleri konusunda düşünmesini sağlar. Çocuğunuzun şalterleri atmış olmasına rağmen ona sakin olmasını söylediniz mi hiç? Ben söyledim. Yine de biliyoruz ki, Sakinleştirici Ada üst katta yaşıyor ve Büyük Patron’un şalterleri attığında, Sakinleştirici Ada onun için bir şey yapamaz, şalterin tekrar kapanmasını beklemek zorundadır. Çocuğunuz kendi kendine sakinleşmeyi de başarabilir. Bazen ebeveynler (öğretmenler ya da bakıcılar) çocukların şalterlerini tekrar kapatmasına yardımcı olmak zorundadır. Bunu, empati, sabır ve genellikle derin nefesler alarak başarabiliriz!
Nasıl Yapmalı?
Bütün karakterleri beyin evine aynı gün doldurmayı beklemeyin, evin dolması ve beyni tanımak zaman alır. Bu konuda konuşmaya başlayın, arada sırada konuya tekrar dönün. Beyin evini çocuğunuzla keşfetmek için yaratıcı yollar bulmaya çalışın.
Başlangıç için birkaç fikir:
- Beyin evini ve bütün karakterleri çizin.
- Şalterler attığında evin nasıl görünebileceğini çizin.
- Bir çizgi hikâye bulun, karakterleri kesip beyin evinin alt katına ve üst katına yapıştırın.
- Beyin evindeki karakterlerin başlarından geçen maceralarla ilgili hikâyeler yazın.
- Bir bebek evinin alt katına ve üst katına karakterleri yerleştirin. Bebek eviniz yoksa, üst üste koyacağınız iki ayakkabı kutusu da aynı işi görecektir.
Bunu eğlenceli ve canlı bir hale getirin, böylece çocuklar duygusal zekanın temellerini öğrendiklerinin farkına bile varmayacaklardır.
(1) Orijinal yazıdaki isimler (Calming Carl, Problem Solving Pete, Creative Craig and Flexible Felix) Türkçeye uyarlanmıştır.
(2) Orijinal yazıdaki isimler (Alerting Allie, Frightened Fred, and Big Boss Bootsy) Türkçeye uyarlanmıştır.