"Çocuğun; okuma tecrübesinin, deneyiminin benzersiz bir haz olduğunu fark etmesi gerekiyor"
Çocuk Kitabı Yazarı ve Eğitimci Ümit Yaşar Özkan
Çocukların kitaba aşina olması için yetişkinlerin de kitaba aşina olması gerektiğini belirten Çocuk Kitabı Yazarı ve Eğitimci Ümit Yaşar Özkan, "Kitap okuma bütün diğer davranışlar gibi görerek, birebir belki taktikle edinilecek bir davranıştır. Yetişkin iyi bir okursa, yetişkinin kitaplarla muhabbeti varsa bunun da çocuklara sirayet etme ihtimali var. Okul öncesi de dahil olmak üzere artık her yaş için kitaplar var. Çocuğun kitapla alışverişi, muhabbeti ne kadar erken başlarsa o kadar iyi olur. Okul öncesi yani bebeklikten itibaren bezden kitaplar var; çocuk bir nesne olarak kitaba aşina olacak yani onu yadırgamayacak, kitap onun dünyasına dahil olmuş olacak. Okuma davranışının ya da alışkanlığının erken yaşta kazanılması önemlidir. Bu alışkanlığın daha sonra kaybolma ihtimali olabilir ama genelde sürdüğünü görüyoruz. Bu davranış erken yaşta kazanılmamışsa sonraki yaşlarda da çocuğa bu alışkanlığı kazandırmak için, onu kitapla başbaşa bırakmak gerekiyor. Bunun kesinlikle bir dayatma olmaması gerekiyor, bir ödev de olmaması gerekiyor. Çocuğun hangi yaşta olursa olsun her şeyden önce okuma zevkini yaşaması gerekiyor. Çocuğun; okuma tecrübesinin, deneyiminin benzersiz bir haz olduğunu fark etmesi gerekiyor. Bu konuda da herhangi bir yaş sınırı koymuyorum, bu ortam sağlanabilirse çocuk okuma zevkini tecrübe edebilirse gerisinin geleceğini düşünüyorum." dedi.
"Ebeveynin de makul bir kitap sevgisine, birikimine, okuma kültürüne sahip olması gerekiyor"
Çocuk Edebiyatı Eleştirmeni Adnan Saraçoğlu
Anne ve babanın okuma kültürüne sahip olmasının çocuğu kitapla buluşturmada başlıca etkenlerden olduğuna dikkat çeken Çocuk Edebiyatı Eleştirmeni Adnan Saraçoğlu, "Kitapla ilişkisi problemli olan bir ebeveyn; kitabı olduğundan fazla abartarak, içeriğini de çok fazla abartarak çocukla kitabın ilişki kurmasını öteleyebilir, çocuğa itici gelmesini de sağlayabilir, çocuğun hayatında karşılaşacağı aksaklıları metin üzerinden algılamasını da engelleyebilir. Çünkü aşırı korumacı ebeveyn ve kitap kültürü de yeterli değilse çocuğu kitaptan ve içeriğinden korumaya kalkıyor. Çocuğa gerçek dışı, steril bir kitap dünyası taşımaya çalışıyor bu durumda büyük aksamalara sebep oluyor. Bu durum ebeveyn ile yayıncıların, eğitimcilerin, çocukların karşı karşıya gelmesini sağlıyor ve içinden çıkılmaz bir hale geliyor. Bu ilişkinin doğru yürütülmesi adına ebeveynin de makul bir kitap sevgisine, birikimine, okuma kültürüne sahip olması gerekiyor. Çocuğun kitapla tanışmasında çocuğunda söz söyleme imkanını mümkün olduğunca teşvik etmeli yani onun sesini duymaya çalışmak, ilgisini doğru anlamaya çalışmak önemlidir. Ebeveyn de bu ilişkiyi doğru kurmak adına çocuktanda pasları doğru değerlendirmelidir. Yaş konusunda mümkün olduğunca erken demeyi tercih ediyorum, o da herhalde her ailenin kendi içinde karar verebileceği bir şeydir. Çoğunlukla da emme döneminin hemen sonrasında çocuğun kitapla güzel ilişkisi başlıyor. Çocuk kitabı seviyor çoğunlukla onu itmedikçe de o ilişkiyi devam ettirebiliyorsunuz." şeklinde konuştu.