Üstün Potansiyelli Çocuklarda Duygusal Hassasiyet


Bu dönemde çocuk olmak ister miydiniz?

Soru bu kadar basit ve bu kadar zor…

Elbette, burada her iki cevabın da istatistiksel anlamda verilme olasılığı eşit. Ancak ailelerle yaptığım çalışmalardan da biliyorum ki, bu soruyu duyduklarında suratlarındaki ifade üzüntü ile keyif arasında gidip gelen bir sarkaç misali. Ve genelde keyif kendi çocukluklarını hatırladıkça ve üzüntü ise kendi çocuklarının içinde bulundukları durumu anlamlandırdıklarındaki duyguları…

Peki, çocuklarınızın duygu hafızalarında kalacak “duygu izleri” neden önemli? Bu duygu izleri onların hayatına istediğimiz ve arzu ettiğimiz “sağlıklı ve mutlu birey yetiştirme” amacına hizmet edecek mi?

Duygusal hafızamız, bizim hayata karşı tepkilerimizi de belirleyen bir mekanizma gibi. Üstün potansiyellilerin zihinsel kapasiteleri ile duygusal gelişimlerinin asenkronize olması ise bu duruma hassasiyeti biraz daha artırıyor. Gelin size bir örnek vereyim, hatta birçoğunuzun belki “benim çocuğum da aynı” diyebileceği bir örnek.

Hayvanlar ve hatta böceklerin ölümleri ile endişe yaşayan ve hatta gözyaşlarını akıtarak acı çeken bir çocuğunuz var. Aynı zamanda evsiz çocuklar ve sokak hayvanları konusunda da endişeli. Kocaman gözlerle size dönüp akılcı çözümler bulmaya çalışırken, endişesini hissediyor ve çözümlerine ortak olmaya çalışıyorsunuz. Bilyorsunuz ki, geçen ay site hayvanları ile ilgili tüm siteyi kapı kapı dolaşarak onlara ortak yer ve bakım alanı belirlenmesi konusundaki çalışmaları ve aldığı sonuçlar onu çok rahatlattı. Rahatlamaya ihtiyaçları var üstün potansiyelli bireylerin.

Üstün potansiyelli çocuk sahibi olan ailelerin neden bu konuda bilinçli davranmalarının bir gereklilik olduğu ile ilgili bilimsel araştırma sonuçları şöyle:

  • Üstün potansiyelli çocukların duygusal ve sosyal ihtiyaçları farklıdır ve destek gerektirir. Üstün zekâ karmaşık bileşenlerden oluşmaktadır ve bu durum da üstün zihinsel yeteneğe sahip bireylerin gelişim süreçlerinin normal zihinsel yeteneğe sahip bireylerden farklı olacağını göstermektedir.
  • Üstün zekalı çocukların özellikleri, zihinsel, fiziksel, sosyal ve kişilik gibi farklı boyutlarda incelenmektedir (Leana ve Cinan, 2012).
  • Üstün yetenekli çocukların gelişim özelliklerindeki farlılıklardan dolayı sorun yaşamaması için bu özelliklerin farkında olunması ve uygun yaklaşım sergilenmesi son derece önemlidir (Morawska ve Sanders, 2008).
  • 2006 yılında, Adler tarafından Ohio Kent State Üniversitesi’ndeki doktora çalışmasının konusu “Üstün yetenekli çocukların ailelerinin destek gruplarına katılımın etkileri”dir. Çalışma sonucunda, aile destek grubuna katılan ebeveynlerin üstün yetenekli çocuklarının zihinsel, sosyal ve duygusal özellikleriyle ilgili bilgi edindikleri ve çocuklarının davranışlarını daha iyi anladıkları saptanmıştır.
  • Saranlı (2011) tarafından yazılan doktora tezi de aile rehberliği programının aileler üzerindeki üzerinedir. Eğitim programı sayesinde aileler daha önce çocuklarında sosyal-duygusal problem olarak gördükleri durumların, normal bir durum olduğunu fark ettiklerini ve bu sayede çocukların ruhsal uyumlarının olumlu yönde değiştiği belirtmişlerdir.

Benzer sonuçlara, hem deneyimlerime hem de ailelerle yaptığım eğitimlerin ölçme ve değerlendirme sonuçlarına göre ulaşıldığını söyleyebilirim. Ailelerin üstün potansiyelli çocuğa sahip olmanın özelliklerini ve çözüm önerilerini de bilmesinin çocuğun hayatına katacağı anlam uzun vadede inanılmazdır. Çocuklar ile ilgili atılan her adımın geri dönüşünü almak uzun süreç gerektirdiği için zaman ve doğru destek buradaki en önemli kriterler. Aileler ile çalışırken ilk başladıklarımızdaki algılarının ve çaresizlik hislerinin zaman içinde azaldığını söyleyebilirim.

Uluslararası platformlarda da sadece üstün potansiyelli bireylerin duygusal ve sosyal ihtiyaçlarının nasıl destekleneceği ile ilgili kuruluşlar var. SENG (Social and Emotinal Needs of The Gifted / Üstün potansiyellilerin Sosyal ve Duygusal İhtiyaçları) konusunda kurulan web sitesi de konunun önemi ve yapılabilecekler hakkında bilgi veriyor. (www.sengifted.org)

Bilimsel dayanaklar ve deneyimlerin ötesinde ihtiyaç duyulan en önemli konulardan biri de “Peki ne yapabiliriz?” sorusunun cevabıdır. Çözüm önerilerini ve aile içi etkinlikleri bir sonraki yazımda paylaşacağım.

Şimdi gelelim en baştaki sorumuza, “Bu dönemde çocuk olmak ister misiniz?”. Önerim cevabınızın evet ve hayırlarının bir listesini yapmanız. “Evet” başlığı altındakileri çocuklarınızla paylaşarak gerçekleştirmeniz, “hayır”larınızın gerekçelerini listeleyerek (örneğin: bu dönemde çocuk olmak ister misiniz sorusuna “hayır” demenizin gerekçesi çocukların yeterince akranlarıyla ve dışarıda oyun oynayamaması olabilir), çocuklarınıza da yaşatmaya çalışmanızdır (akranları ile dışarıda oyun oynaması için destek vermek).

Emin olun, duygusal hassasiyeti yüksek olan üstün potansiyelli çocuklarınıza ve elbette tüm çocuklara en iyi gelecek yollardan biri budur!

Ve son soru: “Hiçbir gelecek kaygınız olmasaydı, çocuklarınıza şu an nasıl bir yaşam kurgulardınız?”

Cevabı sizde ve derinlerde. Bulun onu…

Keyifli yolculuklar!

Uğur Zat

Üstün Zekalı ve Yetenekli Çocuklar Aile Eğitim Uzmanı

Kaynakça:

Adler DM. The effects of participating in support groups focusing on parenting gifted children [PhD Thesis]. Ohio: Kent State University; 2006.  

Leana-Taşcılar, M. Z. ve Cinan, S. (2012). Üstün Zekalı ve Normal Çocuklarda Yönetsel Fonksiyonlar: Londra Kulesi Testi. Psikoloji Çalışmaları Dergisi, 32,13-30.

Morawska A, Sanders M. (2008). Patenting gifted and talented children: what are the key child behaviour and parenting issues? Australian and New Zealand Journal of Psychiatry, 42(9): 819-27.

Saranlı AG. Üstün yetenekli çocukların ailelerine yönelik geliştirilen aile rehberliği programlarının etkililiğinin incelenmesi [Doktora Tezi]. Ankara: Hacettepe Üniversitesi; 2011

Eğitimpedia

 

Tanıtım Filmi